Paris sadece bir şehir trend belirleyicisi değil, aynı zamanda Fransa ve hatta Avrupa'da gerçek bir kültür ve maneviyat Kalesidir. Burada her zevke uygun eğlence bulabilir, dünyanın en güzel ve ünlü kültürel mekanlarını ziyaret edebilirsiniz.
Paris'in en çok ziyaret edilen kısmı, turistlerin birçok tiyatro, otel, mağaza ve rahatlayabilecekleri ve kendi avantajlarına zaman geçirebilecekleri diğer yerleri bulabilecekleri Sağ Banka'dır.
Doğal olarak, antik çağlardan bize gelen ve modern zamanlarda yapılmış birçok özel tablonun ve diğer kültürel anıtların bulunduğu dünyanın en ünlü müzesi Louvre'u görmezden gelemezsiniz. Tarihi 13. yüzyılda, o zamanki Fransız kralının Fransa'nın en önemli parçalarından biri olan Ile de la Cité'yi korumak için Sağ Yaka'da yıkılmaz bir kale inşa etme emri vermesiyle başladı. Yüzyıllar boyunca bu bina kraliyet ikametgahı olarak hizmet etti ve sadece Devrim döneminde bir müzeye dönüştü.
Napolyon 3, bu mimari mucizenin terk edilmemesi, görkemli bir görünüme sahip olması ve amacını koruması için çok şey yaptı. Birkaç yeni bina daha ekledi, ancak bunlar Paris Komünü sırasında yangınla yok edildi ve tüm ihtişamı ve erişilmezliğinden yalnızca bir Louvre kaldı, daha sonra restore edildi ve bugüne kadar sahip olduğu forma getirildi.
Ancak bir süre sonra Fransız hükümeti, bu müzeyi ziyaret edenlerin tek bir ziyarette tüm zenginliklerini görmelerinin çok zor olduğunu fark etti ve ana girişi yeraltına alarak "binayı 180 derece döndürmeye" karar verdi. Giriş, dünyaca ünlü mimar Io Min Pei tarafından kurulan bir cam piramit ile taçlandırılmıştır.
Paris Anıtları
Paris'teki en ünlü kültürel anıtlardan biri Place de la Bastille'dir. Ne yazık ki, 18. yüzyılın sonlarında isyancılar tarafından yıkılan bir zamanların ünlü hapishanesinden geriye kalan tek şey bu. Bugün bu meydan, 20. yüzyılda inşa edilen Teatro Bastille'e ev sahipliği yapıyor.
Paris'te anıtlar kelimenin tam anlamıyla her köşede, bir kişinin adım attığı her toprak parçasında. Bu yapılar geçmiş yüzyılların sanat anıtları olarak kabul edilse de, modern mimarlar ve şehir plancıları, bu anıtların tasarımını modern kültürel binaların görünümüne mümkün olduğunca yaklaştırmak için değiştirmek için şimdiden planlar yapıyorlar.
Paris'e ilk kez gelen bir kişinin dikkatini çeken şey, şehirde yüksek binaların olmamasıdır. Bu mimarların fikriydi ve başkentteki tek yüksek bina, sözde "çevre" alanında bulunan bir gökdelen.