Tüm hareketli karnavalı ile tanınan İtalyan şehri, su üzerinde bir karnaval gibidir. Bu Venedik hakkında! Ayrı küçük bir ülke gibi.
118 kadar ada bu şehri birleştiriyor. Lagünün merkezinde bulunurlar. Ortaçağ'da bile Venedik, kontrolü altında ticaret yollarının bulunduğu Adriyatik'in merkeziydi. Şehir aynı zamanda zengin tüccarları, ressamları, heykeltıraşları ve mimarları ile de ünlüydü.
Ünlü mimari anıtlardan biri, Büyük Kanal'ın kıyısında bulunan Doge Sarayı'dır.
Venedik lagününün yapışkan ve kırılgan bir toprağı vardı, bu yüzden güçlendirilmesi gerekiyordu. Şehir sakinleri tarafından alpin ormanlarında elde edilen ağaç gövdeleri yardımıyla üretilmiştir. Gövdeler sıralara yerleştirildi, yere yapıştı. Bundan sonra, pratik olarak suyun etkisine girmeyen bir mermer kaide dikildi.
Tüm Venedik tam anlamıyla kanallarla dolu. Bunların en ünlüsü Büyük Kanal'dır. Şehrin sakinleri kanallar boyunca teknelerle hareket ediyor. Venedik'teki bu ulaşım şekli, sıradan Avrupa şehirlerinin sokaklarındaki arabalara benzer.
Doge's Palace'a geri dönmeye değer. Doges bir zamanlar Venedik'in hükümdarlarıydı. Bu nedenle saray, şehrin ana binasıydı. Birkaç kez yangınlarla tahrip olmasına rağmen, yeniden inşa edildi.
Saray kraliyet tarzında donatılmıştır. Örneğin duvarları ünlü ressamların muhteşem tablolarıyla süslenmiştir. Bunların en ünlüsü "Cennet", aynı zamanda gezegendeki en büyüğüdür. Yazarı Tintoretto'dur. Tuval yaklaşık 1580'den 1588'e kadar yaratıldı. Uzunluğu yirmi iki metreye ulaşır ve yüksekliği yedi metredir.
Ahlar Köprüsü de dünyaca bilinir. Yaratılışının tarihi 16. yüzyılda başlar. Doge Sarayı'nda bir hapishane vardı ve zamanla cezasını çeken tüm insanlar için çok az yer kaldı. Kanalın diğer tarafında bu amaçla yeni bir bina inşa edildi. İçinde mahkumlar, kaçışları önlemek için her tarafı kapalı olan köprüyü geçtiler. Köprünün adını mahkumların iç çekişlerinden aldı.
Venedik, kültürel ve tarihi anıtlarla dolu muhteşem bir şehirdir.
